Bir organizmanın genomu, yüz milyonlarca yıllık evrimle örülmüş karmaşık bir yapıdır. Doğa sürekli olarak DNA'yı karıştırır ve karıştırır, ancak bazı diziler şaşırtıcı bir şekilde uzun süre bozulmadan kalır ve uzaktan akraba türlerde kalabilir.
La Trobe Üniversitesi'nden Profesör Jenny Graves tarafından yapılan yeni bir araştırma, bu fenomenin ilginç bir örneğini ortaya çıkardı. Ekip, genomu oluşturan daha büyük kromozomlar arasında, başlangıçta sıradan zerreler olduğunu düşündüklerini buldu. Ancak daha yakından incelendiğinde, bunların gerçek küçük kromozomlar olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar bu mikrokromozomları sıraladıklarında, bizden yarım milyar yıldan fazla bir evrimle ayrılan hayvanın beklenmedik bir "parmak izini" buldular.
Profesör Graves, “Kuşların, kaplumbağaların, yılanların ve kertenkelelerin, ornitorenklerin ve insanların genetik dizilerini oluşturduk ve karşılaştırdık” dedi. Şaşırtıcı bir şekilde, mikrokromozomlar tüm kuş ve sürüngen türlerinde aynıydı. Daha da şaşırtıcı olanı, en son 684 milyon yıl önce bir omurgalı atasını paylaşan, omurgası olmayan küçük balık benzeri bir hayvan olan amphioxus'un minik kromozomları gibiydiler.
Bu mikrokromozomlar incelenen memelilerde hala bulunabilse de, diziler daha büyük "normal" kromozomlar boyunca daha küçük bölgelere bölünmüştür. Bununla birlikte, ornitorenkte, mikrokromozomlar birkaç büyük blok halinde bir araya geldi. Araştırmacılar, yeni çalışmanın evrim anlayışımızı ve insan genomunu nasıl görüntüleyebileceğimizi ve inceleyebileceğimizi geliştirdiğini söylüyor.
